ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

BÖLÜCÜYÜZ

“Bölmek ve bölücülük”  son yıllarda en çok duyduğumuz sözcüklerden ikisi. Üstelik de netameli sözcükler bunlar. Adamın ( Haydi feministleri kızdırmayalım, doğrusunu yazalım) İnsanın başını belaya sokar bu sözcükler.

Bakalım kimler neyi nasıl bölüyor:

Ulusal gelirin %6 sını, nüfusun %20 lik en alt gelir grubu alıyor.
Ulusal gelirin %48 inden biraz fazlasını %20 lik en üst gelir grubu alıyor.
Ve ulusal gelir böylece adil! olarak bölünmüş oluyor!

 Bir parti kullanılan oyların %32 sini, genel seçmenin %25 inin oyunu alıyor ve parlamentonun %70 ini işgal ediyor. Seçmen oylarının yarısına yakını parlamentoya hiç giremiyor.
Demek ki bazı oylar daha eşit olarak bölünüyor!

İster kişisel mülk, ister devlet sınırları anlamında olsun tüm sınırlar bölücülüğün en büyüğünü simgeliyor. –Mal sahibi, mülk sahibi; hani bunun ilk sahibi. Yunus-

Her parti toplumu kendi dilediği noktadan bölüyor.
AKP : İnançlı Müslümanlar ve olmayanlar
CHP:  Laikler ve şeriatçılar
MHP:  Türkler ve düşmanları
DTP:   Kürtler, Kürt haklarının savunulmasında koşulsuz kendi yanlarında olanlar ve diğerleri
ANAP ve DYP: Özelleştirme ve bundan nemalananlar ile özelleştirme karşıtları
R P : Dindarlar ve Patates dininden olanlar
ULUSALCI SOL PARTİLER: (İP, TKP vb): Ulus Devlet yanlıları ve Küreselciler
ÖZGÜRLÜKÇÜ SOL PARTİ: (ÖDP): Demokratik paylaşımcılar ve sömürenler
GELENEKÇİ SOL PARTİLER: (EMEP, SDP): Sovyetik Sosyalistler ve kapitalistler

TÜSİAD: Küresel özel sektörcüler ve  karşıtları

Dahası burada yazılı olmayan tüm düşünce ve örgütlenmeler kendi amaçları doğrultusunda toplu biçimlendirmeye, bunu sağlamak amacıyla da bölmeye çalışmaktadırlar. Aslında bu korkulacak bir şey olmadığı gibi, sağlıklı bir yapının da olmazsa olmazlarındandır. Yalnız burada önemli olan nokta, bölünmenin zora dayanan bir dayatmaya ve şiddete dönüşmemesidir.
Zaten en büyük bölücülük, başkasını bölücülükle suçlamaktır. Bu suçlama doğal olarak ötekileştirmeyi içerisinde barındırır. Ben dediğiniz anda, sen; biz dediğiniz anda siz’in varlığı kendiliğinden oluşur. Yani yaşamın doğasında vardır bölücülük. Burada önemli olan kişinin kendisini nasıl tanımladığıdır.

Sahi, siz hangi bölücülerdensiniz?