ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

VATAN HAİNİ

Edirne’nin Keşan İlçesinde cumhuriyetin 84. Yıldönümü nedeniyle bir kompozisyon yarışması düzenlenmiş. Yarışma ikincisi seçilen yazıda Vahdettin için “hain” nitelemesi yapılmış. Yerel bir gazete ise bir yazar “ödül istiyorsan ecdadına küfret” diyerek tepkisini göstermiş.
Şimdi bir tartışma sabah gazetesinin haberi ile yeniden alevleniyor. Bu yazıyla bir köşesinden de ben katılayım.
Önce şu sorulara bir yanıt bulabilsek:
“Vatan haini” kime denir?
Bu saptamayı yapmaya kim yetkilidir?
Bunun ölçütleri nelerdir?
“Vatan hainliği” öylesine bir kavram ki her isteyen istediği için kullanıyor. Muz gibi yani, istediğin niyetle ye.
Örneğin, Sabah’ın haberine göre ders kitapları yazarı Güler Şenünver; Vahdettin’in “İngilizlerle işbirliği yaptığı, Anadolu’da isyanlar çıkardığı ve Kuvvay-ı Milliye’ye karşı savaştığı” gerekçeleri ile hain olduğunu söylüyor.  Önce bu gerekçelere bakalım.
Yabancılarla işbirliği ölçüt olabilir mi? Şöyle bir baktığımızda, özellikle son yılarda yabancı ülkelerle işbirliği yapmayan bir iktidar görmek olanaksız. Ülke ekonomisini IMF’ye teslim edenleri mi arasınız, ABD ile Irak’a saldırmak isteyenler mi, yoksa yabancı nükleer lobilere ve yerli ortaklarına para kazandırmak için nükleer yasa çıkaranlar mı?
Şimdi bunlar işbirlikçi ve hain mi?
Kurtuluş Savaşı kendisi bir isyan olgudur. Anadolu Ayaklanması, Anadolu isyanı diye anılır. Bu, işgale ve emperyalizme başkaldırı da mı hainlik. –İstanbul hükümetine göre evet.- Ya da 1970 lerde, Amerikan askerlerini denize dökenlerin isyanı mı hainlikti? –Bazılarına göre evet-
Kuvvay-ı Milliye dönemsel bir olgudur ve kendisi bir isyan savaşıdır. Yoksa o da mı hainlikti?

Kimin ya da hangi eylemin hainlik olduğu, onu niteleyenin konumuna göre değişir. Bana sorarsanız ülkenin kaynaklarını emperyalizme peşkeş çekmek olarak anladığım “özelleştirme” hainliktir. Ama Koçlara, Sabancılara sorarsanız,  özelleştirmeye karşı çıkmak hainliktir.
Sonuçta Vahdettin, cumhuriyet yanlılarına göre hain, tutucu ve gericilere göre ise değildir. Hiç kimse de bunu değiştirebilme gücüne sahip değildir. Gerisi boş laftır.

Doğada tek doğru yoktur. Kurt için kuzunun yenmesi doğrudur, çoban için ise insanlarca yenmesi. Oysa doğa için ikisi de doğrudur.
Bize on yıllardır –belki de bin yıllardır- tek doğru olduğu savı işlenir. Oysa bu hem bilimsel anlamda, hem de doğal anlamda yanlıştır. Her zaman çeşitli seçenekler vardır. Her zaman tek doğru olarak gösterilmek istene kuşku ile bakmak, bilimsel bakışın olmazsa olmazıdır.
Bu hainlik tartışması bana geçmiş bir hainlik tartışmasını anımsattı. O tartışmanın tarafı olan büyük ozan Nazım’ın hailik üzerine yazdığıyla kapmak istiyorum yazımı.
Vatan Haini

"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.