ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

UMUDU DİRİ TUTMAK

Bu yıl da namusumuzu kurtardık. ABD Başkanı Obama, 24 Nisan konuşmasında “soykırım” sözcüğünü kullanmadı.
Bir sözcük, bir devletin neredeyse tüm ilişkilerini etkiliyor. Obama’nın soykırım sözcüğünü kullanmaması için neler oldu bilenimiz var mı?
Öncelikle görülen Ermenistan’la sınır açılması konusu. Yanlış anlaşılmasın ben sınırın açılmasından yanayım ama bunun gerekliliği üzerinden açılmasından yanayım. Yoksa ABD’ye yağ yakmak için değil.
Azerbaycan’la ilişkiler riske ediliyorsa ve bu bir tek “soykırım” sözcüğü nedeniyleyse, pes doğrusu.
*          *          *
Bush döneminde, Türkiye’de yüzde 92’lere varan ABD karşıtlığı, Obama ziyaretinde yüzde 60’lara aşan bir yandaşlığa dönüşmüş!
Sizce, Obama “soykırım” demedi diye yandaşlık bu kadar artmış mıdır?
*          *          *
Yurdumuzun ABD çığırtkanları istedikleri gibi oynuyor yüzdelerle.
Sahi, bu halk bu kadar mı dönek ve karaktersiz.
Sanmıyorum. ABD yandaşlarının yazdığı ve söylediğinin doğrulayan hiçbir belirti görmedim sokakta.
Evet. Obama’ya daha sıcak bir yaklaşım var ama bu ABD’nin olumlanma puanını ancak kıpırdatacak kadar.

         *          *          *

 

Dönelim yurdumuza.
Eski bir tartışma yeniden alevleniyor.
Kendileri ağzını açmayanlar oluşabilecek tepkileri en aza indirmek için toplumda bir yeni Anayasa tartışmasını perde arkasından başlattılar.
Amaç, tartışma sürecini tüketmek ve ondan sonra diledikleri gibi bir Anayasa yapmak.
Yok öyle yağma.
Kapanda, kaçan mı?
*          *          *
Bir.
Teokratik bir düşünce yapısına sahip AKP’nin demokrasiyi kavraması da, içselleştirmesi de, geliştirmesi de olanaksızdır.
İki.
Solla, sosyal demokrasiyle hiçbir ilişkisi kalmamış – bir zamanlar var gibiydi- Deniz Baykal’ın CHP’sinin demokrasiden ne anladığını görmek için parti içindeki uygulamalarına bakmak yeterlidir. Böylesi bir ana muhalefet partisinden yeni anayasaya olumlu bir katkıda bulunmasını beklemek ise ancak ham hayaldir.
Sonuç:
Böylesi bir ortamda yapılacak anayasa değişikliğinin daha demokrat ve toplumcu bir yapıyı oluşturması beklenemez.
*          *          *
Kulağıma umudu yeşertecek bir oluşa ilişkin fısıltılar geliyor.
Biraz daha netleşince yazacağım.
Umudu diri tutmakta yarar var.