ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

SİLAHLARIN GETİRDİĞİ

Geçenlerde ulusalcı bir arkadaşımla konuşuyoruz. Konumuz nükleer santral. O, nükleer santralin gerekliliği üzerine konuşuyor. Ben nükleer santralin elektrik enerjisi için hiç düşünülmemesi gerektiğini, çözümün doğal ve temiz kaynaklarda aranması gerektiğini savunuyorum.
Bir ara duruyor ve şu sözleri söylüyor:
“Her şey bir yana atom bombası için gerekli nükleer santral.”
Apışıp kalmıyorum tabi. Çünkü gerçek gerekçenin bu olduğunu zaten biliyorum.
Ekliyor:
“Her tarafımızda, bizden önemsiz devletlerde atom bombası var. Biz yapmazsak onları nasıl durdururuz.”
Dehşet dengesini savunuyor apaçık.
“Bizde de olursa kullanmaya cesaret edemezler” diye ekliyor.

Tarihte örneği var mı bilmem. Her silahı kullanacak bir olgu çıkar. Savunulması gereken silahsız bir dünya iken…
Bir şeyler anlatıyorum ama artık söyleşinin “kahvehane söyleşisi”nden ayrımı kalmadığından kısa kesiyorum.
“Sallandıracaksın bir kaçını. Bak bakalım bir daha oluyor mu?” düşüncesinden farksızlaşıyor ortam…

      *          *          *

Sabah kalktığımda televizyonlar bangır bangır. Mardin’de 44 ölü…
Dehşet dengesini çözüm sananlara en iyi örnek.
Sonucu hiç düşünülmeden oluşturulan “koruculuk” kurumunu şimdi bir daha tartmalı.
Bu korucuların ilk olayı değil.
Eminim ki birçok olay yarattılar ve kim bilir kaçı örtbas edildi.

      *          *          *

Hesapsız silahlanmanın sonucunda Mardin’de 44 yaşam bitti.
Hesapsız atom bombası üretmenin sonucunda ise 44 milyon bile iyi rakam olacaktır.