ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

İLK AŞKIM

Hani bir söz vardır, duymuşsunuzdur; “İlk aşk unutulmaz.”
Şimdi size “bugün ilk aşkımı anacağım” desem, ne anlarsınız bilemem.
Benim ilk aşkımı 12 Eylül boğdu. Yıllarca süren işkenceler ve hapisler yaşattı. Yaşamına mühür vurdu. Kendince yok etti.
Başardığını sanıyordu, daha doğrusu ben bile başardığını sanmıştım. Oysa başaramamış. Yol edememiş ilk aşkımı. Küllerinden yeniden doğdu ilk aşkım. Tam kırk yıl sonra yaşama yeniden “merhaba” dedi.
Artık açıklayayım adını. Benim ilk göz ağrım, TÖB-DER’dir.
1971 yılında öğretmen olduğumda tüm suçlamalardan olağanüstü mahkemelerde bile aklanan TÖS, anayasa değiştirilerek kapatılmıştı.
Köklü bir devrimci geleneği taşıyan öğretmenler bu baskı ve yıldırmalara karşın tam adı “Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği” olan TÖB-DER’i 1972 yılında kurdular.
TÖS kapatıldığında ben öğretmen okulu son sınıfındaydım. Üç yıl sonra ise TÖB-DER’in şube başkanı…
O yılları yaşamayanlar bilmezler. TÖB-DER’de şube başkanı olmak; sürgünleri, işten atılmayı, dövülmeyi hatta öldürülmeyi göze almayı gerektiriyordu.
Yurdun her yanında halktan yana, emekten yana, demokrasiden yana TÖB-DER’li öğretmenler akla sığmayan baskıları yaşadılar. Yılmadılar.
1980’in o kara günlerini en ağır yaşanların arasında oldu TÖB-DER’liler. Yetmedi, 200.000’in üzerinde üyesiyle öğretmenlerin çok büyük bir çoğunluğunun örgütü 12 Eylül’ün kılıcı kanlılarınca hukuksuz bir biçimde kapatıldı.
TÖB-DER yöneticileri çok ağır koşullarda, işkencelerde tutularak yargılandılar. Yılmadılar, boyun eğmediler.
Askeri yargı TÖB-DER yöneticilerini mahkûm etti,  TÖB-DER’i kapattı. Oysa o dönemde yargılanamayanlar daha sonra sivil mahkemelerde yargılandılar ve aynı olayları içeren suçlardan beraat ettiler. Beraat edenler arasında Genel Başkan Gültekin Gazioğlu da vardı. Bir diğer söyleyişle aynı olaya ilişkin sıkıyönetim mahkemeleri ağır cezalar verirken, sivil mahkemeler olayda suç bulmuyor.
Şimdi TÖB-DER’in yaşamda kalabilen yöneticileri derneği hukuksal varlığının devam ettiğini söyleyerek yeniden açıtlılar. Böylelikle yeni bir hukuksal süreç başlattılar.
TÖB-DER’li öğretmenlerin çoğu kez kendi kol güçleriniyle harç kararak, duvar örerek, boya yaparak oluşturdukları mal varlıklarına 12 Eylül faşistleri el koymuşlardı. Şimdi TÖB-DER hukuksal varlığı ile birlikte mallarını da geri istiyor. Zaten 12 Eylül’ün el koyduğu tüzel kişiliklerden mal varlığı geri verilmeyen tek örgüt TÖB-DER.
*          *          *
Elbette benim ilk aşkım, yeniden eski görkemli günlerine dönmeyecek. Öğretmen hareketi geçtiğimiz kırk yılda süreci evirerek EĞİTİM-SEN’e kadar geldi. Yaşayan TÖB-DER’lilerin en genci 50 yaşını çoktan geçti. Birçoğu ise çoktan aramızdan ayrıldılar.
Şimdi bu ak saçlılar, özlemli bir gençlik aşklarının peşindeler.
Benim tek beklentim ise üzerinde TÖB-DER yazan bir kapıdan içeri girip, yirmili yaşlarımı özlemle anmak.