ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

 

 

ZOR ZENAATTIR ATEİST OLMAK
Başbakanın “dindar nesil yetiştirmek” istemi daha çok tartışılacak. Zaten onun da istemi bu.

Turgut Özal’dan buyana bir siyaset taktiği bu. Çok tepki çekecek konular, sanki sıradan bir zamanda ve doğaçlama söylenmiş gibi ortalığa atılıyor. Sonrası bir tartışma ortamı. Yandaşlar ve karşıtları yazıyor, konuşuyor, tartışıyor.

Bir süre sonra herkes eteğindeki taşı dökmüş oluyor ve konu tüketiliyor. İşte asıl hamle o zaman başlatılıyor. Konunun önünü açacak mevzuat düzenlemesi yapılıveriyor. Herkes eteğindeki taşı daha önce dökmüş olduğundan toplumsal tepki en alt düzeyde kalıyor. Tehlike gerçekleşiyor.

 

Benim bugün yazmak istediğim konu bir ayrıntı. Hani “şeytan ayrıntıda gizlidir” derler ya, tam da o.

Özgürlüğün yalnızca toplumun bir kesimi ile belirli ve çoğunluğun hoş gördüğü inançlar için olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

Hani dindarların bir bölümü –özellikle de siyasallaşmış bölümü- uzun yıllardır mağdurları oynamaktaydılar ya. İşte bunlar on yıldır iktidarda olmalarına karşın bu rolü başkalarına kaptırmak istemiyorlar. Hem zalim olup, hem mazlumu oynamayı sürdürüyorlar. Üstelik bunu gayet güzel bir biçimde başarıyorlar da.

Oysa bu ülkede gerçekten mağdur olan mazlumların sesi soluğu pek çıkmıyor. Hatta bazılarının hiç çıkmıyor. Örneği ateistlerin.

Günlük yaşamın çok büyük oranda inşallahla şükür arasına sıkıştırıldığı bir toplumda ateist olmanın zorluğunun kimse farkında değil.

Bir ateist, öncelikle hiç inanmadığı kavramları gün içinde yüzlerce kez duymak ve buna tepki göstermemek zorunda. Gösterdiğinde başına gelecekleri bilir çünkü. Özgürlüklerin olmadığı ülkede inanmadıklarınıza susmak zorunda kalmak, onlar için tam bir işkencedir.

Bu acı ve baskıları daha önce en etkili yaşayanlar Alevilerdi. Günümüzde Aleviler, örgütleri aracılığıyla bunu aşmaya çalışıyorlar. “Aşmışlar” diyemiyorum çünkü sokakta, günlük yaşamda yine de inançlarını açıktan yaşayamıyorlar. Evet, sesleri solukları yazılı ve görsel medyada görülüp duyuluyor ama sokakta hala inançsal kimliklerini pek de açık edemiyorlar.

Egemenler Alevilere bile bu özgürlük ortamını sağlamaya yaklaşmıyorlar.
Biz dönelim yeniden en alttakilere; ateistlere. Onların görünür kılınması çok daha zor. Öncelikle sayıları az. İkincil olarak ise; her biri bireysel olarak özgür. Bunları birbirine bağlayacak, ortak hareket ettirecek bir inançsal bütünlükleri yok çünkü ateizmin ortak inançları ve ritüelleri yok. İnanç ve ritüelleri kabul etmemekten başka. Yani görünür kılınmaları çok çok zor.

Ateistlerin en zorluk çektikleri konu ise cenazelerinin kaldırılması. Bir ateist cenazesi kaldırmaya kalkın, bunun neredeyse olanaksız olduğunu görürsünüz. Aziz Nesin’le birlikte tek tük bile diyemeyeceğimiz kadar azdır ateist cenazesinin kendine göre kaldırılması.

Öncelikle mezarlık bir sorundur çünkü mezarlıklar dinsel inançlara göre paylaşılmıştır. Bir ateistin gömüleceği mezarlık yoktur.

Bir başka sorun illerdeki mezarlıklar müdürlüklerinin yapısıdır. Orda bulunanlar için böyle bir sorun yoktur. Onlar ölülerini kendi dinsel kurallarına göre kaldırmak üzere örgütlenmişlerdir. Cenaze aracından, toplanma yerine kadar basit görünen her şey bir ateist cenazesi için çok büyük sorundur.

Çoğu kez ateist cenazesi İslami kurallara göre kaldırılmak zorunda kalınmaktadır.

Velhasıl, ateist yaşamaktan daha zordur ateist ölmek.

 

Site Counter
tekil görüntülenme