ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

               

   ZEYTİNCE KONUŞMAYI BİLMEYENLERE LANET OLSUN

                "Siz, hey dillerini yitirenler,
                Zeytince konuşun yeter!" 
                                Ahmet Günbaş

                Zeytince konuşmak sevgidir, zeytince konuşmak barıştır, zeytince konuşmak insan olmaktır elbet. 6000 kök zeytini. Bir günde köklerinden sökülen 6000 kök zeytini. Üzerindeki meyveleri hasat edilemeden köklerinden parçalanarak yok edilen 6000 kök zeytini yok edenler bilmez zeytince konuşmayı. Onların tek bildiği kefenin olmayan cebini doldurmaktır.

                                *          *          *

                Bu kez Soma ilçesinin Yırca köyündeydi yasa tanımazlık. Kadim zamanlardan beri egemenler yasalara uymazlar. Ya arkalarından dolanır ya da görmezden gelirler. Yırca’da da sürdü bu nalet gelenek. Tıpkı Ecevit hükümetinin siyanürcü şirket için gizli kararname çıkarması gibi günümüz hükümeti de olağanüstü durumlar için çıkardığı yasaya -hiç uymamasına rağmen- uydurarak “acil kamulaştırma” kararnamesi çıkarıverdi.

                Bu kararı dayanak yapan şirket de bir günde 6000 kök ağacı yok ediverdi.
                Hangi hukuksuzluğa bakalım:
                Kamulaştırmanın yasal dayanağının çürük olmasına mı?
                Zeytin yasası gereği; zeytin ağacının ancak başka yere dikilmek üzere sökülebileceğine, asla kesilemeyeceğine mi?
                Kamulaştırma yasası gereği, kamulaştırılan alandaki tarım ürününün hasat edilmesine izin verilmesi gerekirken, verilmemesine mi?
                İdare mahkemesine açılan davanın sonucunun beklenmemesine mi?
                Termik santrallerin doğayı harabeye çevirmesi gerçeğine karşın hükümetin illa da termik santral diye ısrarının anlamsızlığına mı?

                                *       *          *

                Derelerdeki hidroelektrik santrallerine, nükleer santrallere ve termik santrallere karşı çıkan halkla devletin arası giderek açılmaktadır. Bunun en yalın göstergesi Yırca’da geçen aşağıdaki konuşmadır:

                “- Demek ki böyle terörist olunuyormuş bu ülkede!.... Polis- Jandarma bizim değil patronlarınmış. Benim tapulu malıma el koycek, zeytin ağaçlarımı katletcek. İitiraz edcem, polis-jandarma beni dövcek öle mii?! Yok öle şey, bundan sonra görcekler....

                Kadın yanıt veriyor:
                - Kaldırım taşlarını söküp polise fırlatanlar haklıymış. Yazık-günah olmuş Deniz Gezmiş'e. Adama yıllarca anarşist- komünist- terörist dediler. Yerden göğe kadar haklıymış. Helal olsun, Allah gani gani rahmet eylesin adama.”

                Türkiye günlerdir Yırca’da yapılacak termik santral için zeytin ağaçlarının acımasızca, hukuksuzca katledilmesini konuşuyor. Son olarak bir günde, 380 dönüm üzerinde bulunan ve yaşları 20 ila 80 arasında değişen 6 bin ağaç yok edildi, bunu engellemek isteyen köylüler özel güvenlikler tarafından dövüldü hatta kelepçelenip barakalara hapsedildi...

                Özelleştirmelerle kamuyu yağmalayan iktidarlar, işlerine geldiği zaman küçük çiftçinin tarlalarını kamulaştırıp şirketlere peşkeş çekmektedir

                Yazıklar olsun sizlere. Yazıklar olsun, rant için doğayı talan etmenize. Yazıklar olsun.

 

 

     

 

       

http://www.hitwebcounter.com/