ayhan altay

ANASAYFA

ÖZGEÇMİŞ

KÖŞE YAZILARIM

ARASIRA YAZDIKLARIM

YAZILARIM

ŞİİRLERİM

FOTO

GÖRSELLER

BANA YAZILANLAR

 

           YANGIN YERİNDE GÜL BİTER Mİ

           Bu yıl bahar erken geleceğe benziyor. Bu iyi haber mi, kötü haber mi?
Son dokuz yüz yılın en kurak dönemini yaşadığımızı yazıyor gazeteler. Baharın erken gelişi bundansa yandık demektir.

           İyimser tablolar çizen devletlûlarımızın yangın yerine döndürdüğü memleketimin bir de kuraklık sonucu yanması katmerli sıkıntı mı olacak?
Kim istemez, güzel şeyler yazmayı. Çiçek açmış ağaç dallarındaki arılardan, kelebeklerden söz etmeyi kim istemez?

           Gazete elinize geçtiğinde pazartesi olacak ama bugün Pazar. Dışarıda 15 derece dolayında bir sıcaklık, zaman zaman görünüp kaybolan bir güneş. -Bugünlerde “zaman” sözcüğünü kullanmak da tehlikeli mi acaba?-

           Bu havalarda papatyaların beyazları arasında mor arap sümbüllerinin guguk kuşlarıyla sevişmelerinden söz etmek ne güzel olurdu değil mi?
           Esrik bir tutkuyla yürümek kırlarda ne güzel bir mutluluk olur muydu?
           Tüm bunlardan söz etmenin olası olduğu bir ülkede yaşamak ne güzel olurdu.
           Keşke insanları mutlu olduğu eden bir düzenimiz olsa.
           Oysa her yanımız yangın yeri.
           Yangının tam da ortasında kalmışız.
           Cayır cayır yanmış insanların resimleri akıyor gözlerimizden.
           Cayır cayır yanmış, yakılmış…

           Roma’yı yaktığı söylenen Neron’un hayaleti dolaşıyor ülkemin üzerinde.
           Roma İmparatorluğunda siyasi bir makammış diktatörlük.
Osmanlı da Roma’nın bir mirasçısı değil miydi?
           Ha Batı Roma, ha doğu Roma. Çok mu farkı var sanki.
           Osmanlı, Osmanlı derken, bize kalan yangıncıbaşı Neron’un mirası ile ünlü Bizans dalavereleri mi oldu?

            Sözün bittiği yerdeyiz galiba.
           Sözün bittiği yerde olmasak insan yerine silahlar konuşur mu bu kadar?
           Tabancalar tüfekler konuşur mu?
           Tanklar, toplar konuşuyor, kulakları sağır eden sesleriyle.
           Son sözü bombalar söylüyor, paramparça ettiği masum bedenlerde.
           Gül değil, kan çiçekleri; küçük çocukların ölümün bile bozamadığı güzelliğinde açan.

           Susun artık, konuşmayın insanları öldüren acımasızlar.
           Susun artık.
           Susun.
           Susun.

           Eyyyy, gözleri kapalı, kulakları tıkalı rolü oynayan insancıklar.
           Çocuklar ölüyor biliyor musunuz?
           Acısını vicdanında duyanlarınız var mı?
           Kimliğine bakmadan görebiliyor musunuz paramparça olmuş insanları?           

           Kandan kına yakılıyor haberiniz var mı?
           Kandan kına yakılıyor.
           Kandan kına.
           Kandan.

my widget for counting